SAYFALAR

1 Temmuz 2010 Perşembe

TÜRKİYEDE GİTAR EĞİTİMİNİN GELDİĞİ NOKTA-1

GENEL BAKIŞ
Süleyman EKER 01.07.2010
Gitar eğitimi Türkiye'de son on beş yıl içinde inanılmaz bir noktaya gelmiştir. Bu gelişmenin yarattığı birçok olumlu ve olumsuz gelişmeler vardır. Bunları tek tek incelemek gerekirse iyimser bir yaklaşımla ilkönce olumlu yönlerini inceleyelim.
TÜRKİYE'DE GİTAR EĞİTİMİNİN OLUMLU YÖNLERİ
Ülkemizde hiç bitmeyen kriz ortamları, siyasi, ekonomik ve sosyolojik çalkantılardan en çok etkilenen çocuklarımız ve gençlerdir. Sokaklarda ki güvensiz ortam, hırsızı, tinercisi, dolandırıcısı uyuşturucu satıcısından çocukları uzak tutmak için tek çıkış yolu nedir acaba diye düşünür ebeveynler? Böyle ortamlarda eğitmenlerin, anne ve babaların tek çözüm noktası çocuklarını sosyal aktiviteler, spor ve müzikle hayatını doldurarak düşünüp sorgulamayacağı bir noktaya taşımaktır. Sınav sistemlerinden, ezber eğitimden, aptallaştıran televizyon ve magazin kültüründen dolayı asosyalleşmiş olan çocuklarımız kendilerini ifade edebilecekleri alanlar ararlar. Bu anlamda en doğru yöntemdir.
Gitar eğitiminin, ikinci ve en önemli faydası çocuk ve gençlerin sosyal kişiliklerinin geliştirerek kendine güven kazanmasını sağlamaktır. Okullarda eğitmenlerin en çok karşılaştığı sorun, bildiği soruya cevap veremeyen çocuklar ya da içine kapanık yetenekleri 40-60 kişilik sınıflarda keşfetmenin zorluğudur. Eğitmenin kurtarıcısı o noktada sosyal faaliyetler ve öğrencilerin orada gösterdikleri görünen performansın değerlendirmesidir. Bu yüzden okullarda uygulanan müzik eğitimi, çalgı kursları, tiyatro, spor ve benzeri aktiviteler kesinlikle gereklidir. Eğer veliler bu tarz aktiviteleri desteklemez ve çocuklarını yönlendirmezlerse çocuklarını evdeki kadar keşfedecek buda yeterli olmayacaktır.
Gitar eğitiminin diğer bir faydası ise genelde fark edilmeyen “çalışma disiplini, konsantrasyon ve sabır” gibi problemleri içten içe çözebilmesidir. Bu tamamen müzik eğitiminin temel amacıdır zaten. Çalgısında küçük bir etüdü çalabilmek için olarca, yüzlerce kez tekrarlayan çocuklar, farkında olmadan aynı çalışma, konsantrasyon ve sabrı diğer derslerinde de uygulamaya başlar. Veli, öğrenci ve öğretmen için sadece şu kabullenme önemlidir. “…ben bu çalışmayı on tekrarda anladım, arkadaşım iki tekrarda yaptı!”, “Öğrenciye beş kez anlattım anlamadı!”, “Benim çocuğumun algısı zayıf!” gibi saptamaların tuzağına düşmeyin. İşte buradaki problemler çocuğunuzun algısının ve zekasının hangi noktada gelişmiş olduğunu keşfetmek gerekir. Genelde bu emeği harcamayan veli ve öğretmenler, bu sözlerin arkasına sığınarak kaçarlar. Gitar eğitimi buna genelde izin vermez. Çünkü her şey nettir. Ya çalar ya da çalamaz. Çalamayan öğrenciye matematiksel (notalarla) anlatmak yerine görsel (taklit) yöntemi uyguladığınızda yaptığını görürsünüz. Bu da on yaşına kadar velini keşfedemediği çocuğun görsel ve simetrik zekasının gelişmişliğini bir anda eğitmen keşfedebilir. Doğru yönlendirmeler bu noktadan sonra başlayabilir. Matematik algısı yetersiz olan bir çocuğun babası da “oğlum mühendis olacak” yanlışından dönmesini sağlayabiliriz böylece (tabii bir ihtimal).
TÜRKİYE'DE GİTAR EĞİTİMİNİN OLUMSUZ YÖNLERİ
Olumsuz yönleri sayarken çocuklardan neredeyse hiç bahsetmeyeceğimi bilin. Çünkü olumsuz yönleri var eden, eğitime yaklaşımlardaki yanlışların, çocuklar üzerinde yarattığı etkileri var eden kurum ve kuruluşlardır. Bunlar bireysel yöntem ve uygulamaların yanı sıra formasyon ve programları (müfredat) oluşturan eğitimcilerin uzmanlık derecelerinin yetersizliğinden kaynaklanır.
Daha önceki yıllarda yaptığım bir araştırmada, Türkiye de gitar satışı yapan sadece iki dağıtıcı firmanın yılda sattığı gitar ve malzemelerinin sayısı 125.000’e ulaşmakta. Bu firmaların onlarca olduğunu düşünürsek sektör olarak büyüklüğünü tahmin edebilirsiniz sanırım. Bunun dışında en son kullanıcısı olan Gitar eğitmenleri nerelerde hizmet veriyor diye baktığımızda, karşımıza dershaneler, kurslar, halk eğitim merkezleri, okul kursları ve özel derslerle karşılaşırız.
Yukarıda saydığımız olumlu yönleri yok eden unsurlar buradaki stratejilerden kaynaklanır. Hani kötü alışkanlık ve ortamlardan uzak tutmaktan bahsettiğimiz iyi yönleri, yaşam standartları ve sosyal ortamların belirlediğini düşünürsek bunu başarabilen aileler azınlıktadır. Bu anlamda varoş dediğimiz kesimler (ki nerelerin kültürel anlamda varoş olduğu tartışılır) bu imkânlardan gene minimim şekilde faydalanabilmektedir. Devlet okullarında bu tarz kurslar zaten teşvik edilmemektedir. Tam tersine neredeyse çoğu kurumlarda ceza gibi kullanılması müzik eğitimine büyük darbe vurmaktadır.
Gitarın çok ekonomik modellerinin üretilmesi sayesinde bu bölgelere azda olsa ulaşılmıştır. Ama bu seferde karşımıza eğitim kalitesini sorgulamayan veli kitlesinden dolayı kalitesiz Gitar eğitimi modelleri oluşturulmuştur. Yani gitar eğitiminde sürümden kazanma kültürü! Sebebi ekonomik gücün Gitar eğitimini, hızlı ve pratik hale getirilerek ticari olarak kullanılan bir yapıya dönüştürmesidir. Portatif özelliği ve her tarz müzikte kullanılan yapısıyla gitar popülaritesinden kaynaklanan güç kültür şoku olarak karşımıza çıkmaktadır. Gitarda üç akorla 200 parça öğreten eğitmenlerden, iki ayda gitar öğretirim diyenlere kadar, seviyeli öğrenciler olduğunda “…sen gitarı bitirdin evlat…” diyene bile rastlayabilirsiniz. Örnek, akor mantığı genelde çok küçümsenen ve "...hemen gitar çalarsın abii..!" denilen anlayış hakimdir. Bunun başlıca sebebi gitar kursu ve özel derslerde hemen sonuca varılması isteğidir.. Aslında amaç tabii ki kötü ortamlardan uzak tutmak diye başlar. Ama karşımızda bu seferde ne yaptığını bilmeyen, kendini değerlendiremeyen, her şeye çok kolay ve çok çabuk sahip olmuş bir kişilik modeli yaratılır. Bu sosyal faaliyetlere yönlendirilmemiş bir öğrenci modelinden daha tehlikelidir.
Özel kurslar, Okuldaki dersleri umursamayan, üniversiteye ya da Anadolu liselerine girmek için dershaneye odaklanmış bir öğrenci modelinden farklı olmayan bir uygulamayla karşımızdadır. Yılsonu etkinliklerinde veliye bir şeyler kanıtlamaya çalışan bir sistem uygulama zorunluluğu yaratılmıştır. Bunun en fazla yükünü çeken Özel okullarda ücretli öğretmen olarak çalışanlar çekmektedir. Çok cüzi fiyatlarla satın alınmış bir eğitmen gibi davranılarak, eğittiği insan kalitesine göre değil, ortaya koyulan göz boyayan ürünlerle değerlendirilirler. Haftada 40 saat çalışıp, hiç çalışmayan öğrencilerle bir şeyler üretip işini korumaya çalışmak zorundadırlar. Çünkü ağustos ayında sözleşmeler yenilenirken güçlü olmak zorundasındır.
Devlet okullarında ise, kaç kişiyle aynı anda ders yapmak zorunda olduğunla, bir ders saatinde gitar akorduna ne kadar zaman harcadığınla, bunların yanı sıra kurs paralarını ne kadarını toplayabildiğinle, bir gösteri için ne gibi teknik desteğe ihtiyacın olduğuyla ilgilenmez. Sadece planı yaptın mı? Yoklama aldın mı? Kursun ilçe milli eğitim payını verdin mi? İle ilgilenilir. Daha birçok olumsuzlukları ekleyebilirim ama yeterlidir umarım.
Dikkat ederseniz burada saydığımı olumsuzluklarda unutulan bir tek şey vardır.
KİMİ? NE İÇİN? NEDEN EĞİTTİĞİMİZDİR?
Anlayacağınız, Herkes her şekilde gitar çalabilir yada öğrenebilir. Sadece şu sorular sorulmalı ve sorgulanmalıdır.
Hayatıma ne kattığı? Bir şeye sahip olabilmek için ne kadar emek harcamak gerektiğini öğrendik mi? Müzikal bir ifadeyi harcadığınız emeği sosyal ilişkilerimize de yansıtabiliyor muyuz? Gitar çalmak bir amaç mı? Yoksa araç mıdır? Gibi sorularla bir hedef belirlemeliyiz.
Gitar eğitmenleri olarak ortak bir yaklaşım ve stratejilerle yanlış işleyen ve işletilen kurumsal yapılara düzeltme ve düzenleme yapabilecekleri özgün çalışmalarla destek olabilecek ürünler ortaya koymalıyız. Bu çalışmalar gerek plan ve uygulama örnekleri, yöntem arayışı, görsel veriler, geliştirilen ve güncellenen metot ve bilgi paylaşımları platformlarıyla olabilir.
Süleyman EKER
01-07-2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails